dedemin arıları

08.12.2023, Gümüşsuyu, İstanbul | a poetry in Turkish

serhat bilge
2 min readDec 17, 2023

bir bahçem var.
içindeki elliye yakın arı kovanı.
arı kovanları dedemden kalma
bıraktığında zamandaki sayılarını hatırlamıyorum.
Saymadım.
Sonrasında üstüne birkaç kovan da ben ekledim.
Onları da saymadım.
Sayıları ne kadar önemli bilmiyorum.
Dedemden kalma hediyeler,
biraz da hikayeler.

Oğul vermek derler arıların üremesine
çocukken arılara yön vermek için dedem elime bir teneke verir
tenekeye de bir tahta sopayla vurmamı isterdi.
Arılar yarasa da değildi ki oysa ki ama
tekil amacım da bu arılara yön vermek değildi
hem çok eğleniyordum
hem de dedemle birlikte bir şeyler yapıyordum.
Ona yardım etmeyi severdim.

Şimdi arılarla dolu bir bahçem var.
Onları izlemek istiyorum.
Bir arının
çiçekten aldığı polen kalıntılarını
iğnesinin ucunda görmek istiyorum.
Karnının büyüyüp küçüldüğünü ve
duyargaları ile kafasını kaşıdığını izlemek istiyorum.
Sonra o, küçükken bedenimi asla uyumlandıramadığım,
beyaz giysiyi giyip kovanların kapaklarını açmak istiyorum.
Arıların uçuşunu izlemek istiyorum.
Dedem beni tanıyorlar derdi.
Beni de tanısınlar istiyordum.
Dedemin dediğine göre bir arı onu soktuğunda
bunu sadece onu şifalandırmak için yaparlarmış.
Beni ise hep kızdıkları için sokarlardı.
Bilmiyorum, belki de dedemi kıskanırlardı.
Beni de tanısınlar istiyorum.

Petekleri kovandan çıkarırken
gündelik bir işi
her defasında ilk kez yapıyormuş gibi
bir efsun hayal ediyorum
gözlerimin içinde.
Peteği alıyorum elime.

Bahçedeki küçük evin arkasındaki bal odasında
kocaman gri bir makine var.
Büyük, metal ve gri, ben küçükken benden uzundu
şimdilerde aşağı baktığımda rahatlıkla içini görebiliyorum.
Dedem petekleri dizerdi
ben de eski usul çevirme kolunu var gücümle çevirirdim.
içindeki o kasnaklar döndükçe,
tahta olmasalar da bunlara kasnak denir olsa gerek herhalde,
o dönme hareketinden
ballar petekten büyük metal kazanın dibini boylardı.
Sonrasında da öndeki bal çeşmesinden
bal, anneannemin ak pak ettiği, cam kavanozlara aktarılırdı.

Bütün bu balın hikayesi dedemi çok mutlu ederdi.
Hatta galiba mutlu etmezdi de
var ederdi.
Arıları için yer; arıları için içerdi.
Evin önüne türlü türlü çiçek getirir
su içerken suya düşüp boğulmasınlar diye
kovanların başı ucuna nemli bezler koyardı.
Dedem sevince güzel severdi.
Beni de arıları gibi severdi.
Ben bazen dedemi unutuyorum.
Onun bana anlattığı hikayeleri de
beraber gezdiğimiz köyleri de
beni nasıl sevdiğini de.
Sonra kendimi sevdiğimi unutuyorum bazen
sonra da bütün bu arzularımı
ve hayallerimi
bin bir emekle bağladığım bahçeyi de tabii.
Şekerli bir su içercesine ağzıma bal çalıyorum.
Sonra da bildiğim bütün bu gerçeklik hikayesi neticesinde
kendimi benden ayırıyorum.

Ama sonra arıları hatırlıyorum,
dedem de geliyor o zaman aklıma
hikayeleri de
bahçem de.

sonra yine yola çıkıyorum
bahçemi bağlamaya
arılarıma.

--

--

serhat bilge

a mindful poet, a visionary multidisciplinary designer, a strategist creating system designs via social network analysis